Lugatte "nurun lambası, nur kandili" manasına gelen Sirâcü’n-Nur, hem Risale-i Nur'un isimlerinden biri, hem de Bediüzzaman Said Nursî'nin 1947'de Emirdağı'nda iken Risale-i Nur'un muhtelif kısımlarından derlediği bir mecmuanın adıdır.Esere "Sirâcü’n-Nur" isminin verilmesi, Bediüzzaman'ın "hakaik-ı imaniyede hususî üstadım" dediği Hz. Ali'nin (ra) manevî bir işaretine dayanır.Bediüzzaman Hazretlerinin "Hakikat-i Kur'âniyeyi güneş gibi gösteren ve nev-i beşerin yaralarına tam tiryak" olduğunu ifa ...