Ne güzel demiş eskiler: “Duyduğuna inanma, gördüğünün de
yarısına inan.” Bir kız var, saf köylü kızı, adı Zeynep. Daha yirmisinde bile değil.
Gencecik yaşında başına öyle gaileler geliyor ki akıllara ziyan…
Onun, bu gencecik yaşta çilekeş olmasına sebep ne peki? Hiç
şüphesiz duyduğunu sorgusuz sualsiz, doğru kabul etmesi… Hoş, pek çok acı
tecrübeden sonra artık o da duyduklarını sorgulamaya başlıyor fakat gelin
görün ki iş işten çoktan geçmiş oluyor…
İşt ...