Sokak aralarındaki soğuk çeşmeler gibiydi hayatım. Faytonların önünde dili dışarıda, dört nala koşan atın yelesi gibi rüzgâra saldım tüm kederimi; savrulsun diye.
Kendi kendime öğrendiğim bir şey var. Çaresizlikte bulduğum bir yol... Beni mutsuz eden, her şeyden yüzümü çeviremesem de gönlümü çeviriyorum. Gönlü görmezse, gözü de görmüyor insanın. Dolayısıyla nasıl bir ferahlık, anlatamam.
Hayatın sırtınıza yüklediği küfeyi bir ucundan tutmak gibi... Eski konağa geri dönmüş gibi... Kumru ...