Dikkat! Bu iki kapağın arasında bambaşka bir dünya var: Hüseyin Kılıç’ın dünyası! Artık yalnızca bir fotoğraf karesinde kendisine yer bulabilecek bir Dede’nin, evet ölü bir Dede’nin ait olduğu çerçeveden çıkarak, mutfağa gidip kendisine bir de çay demlediğini düşünün. Ya da dokuz günlük bayram tatilinde bir avuç makam heveslisi bürokrata yâr olmamak için canlanıp şehrin yokuşlarından kıvrıla kıvrıla inerek, nihayet çarşıya ulaşan ve şehrin en ihtişamlı galerisinin camlarını indirmek suretiyle ke ...