Aradan uzun yıllar geçmişti, o günlerde daha on iki yaşlarında olan İsmail, sanki bugün olmuş gibi olayı anlatıyordu:
“Dayanılır gibi değildi. Hele o an, birden kurşun sesi kesildi, babam yere çöktü. Halil ve ben ‘Babam öldü,’ dedik. Az sonra iki asker bir şeyle başını kesti, ellerindeki neydi bilmem. Kan bizim olduğumuz yerden görülüyordu, zaten yakınındaydık. Akan kanı durmuyordu; durduramadıkları kanın üzerine beyaz un gibi bir şey attılar, sonra öğrendim ki attıkları kireçmiş.”
...