Biz aşk değil şizofren bir maviydik!
Kadın ve erkeğin meydan savaşında taçsız bir zafer, kuşkuyla kutsanmış bir yenilgiydik.
Yine de terli auç içlerimizi giyer çıkardık şehre...
Kalabalık kaldırımlarda birbirimize değerken bedenimiz, bilerdik birbirimizi küskün bir sessizliğe.
Ve kanına ekmek doğranmışçasına henüz pişmiş bir çaresizliğin, kıyısına inerdik göz göze. Gülümser, sonra hayli cansız bir rüzgarla sarsılırdı bakışlarımız. Donuverirdi dudaklarımızın ...